Çarşamba, Haziran 27, 2007

Havuzda karşılaşılabilecek sağlık problemlerinden korunmak için alınması gereken tedbirler.

Havuza veya denize girmemek olmaz! Girince de bir çok hastalığa yakalanma riskimiz var.
Peki ne yapmalıyım?

Hastalıklardan korunmak için alınması gereken tedbirler;
- İshalseniz, herhangi bulaşıcı bir enfeksiyonunuz varsa havuzu kullanmayınız. Açık ya da kanayabilecek yaranız varsa da suya girmeyiniz.
- Yüzme öncesi iyi bir duş alın, her tuvalete gitme sonrası genel hijyen kurallarına dikkat edin.
- Yüzerken su yutmamaya dikkat edin.
- Çocuğunuzun bezini havuzda değiştirmeyin, daha uygun bir ortam bulun. Çocuğunuz büyük ise sık sık tuvalete gitmesini sağlayın.

Havuz için;
1. Havuz suyu berrak ve temiz olmalıdır, tabanı net görülmelidir.
2. Suyun klor kokusunu hissediyor olmalısınız.
3. Havuz pompa ve filtreleri seslerini duyuyor olmalısınız.
4. Klor ve ph düzeyleri hakkında bilgi isteyiniz. (Günde en az 2 defa kontrol ediliyor olmalı zaten)
5. Havuz etrafında kişisel hijyen önlemlerinin uygulanması konusunda uyarı levhaları olmalıdır.

Denize girmeden önce
1. Aşırı yağmur yağdıysa denize girmeyin.
2. Deniz üzerinde çöp, atıklar, yağ tabakası varsa girmeyin
3. Atık ve kanalizasyon karıştığına dairen ufak şüpheniz varsa dahi girmeyin.

Mantar enfeksiyonu ihtimalini azaltmak için bazı tedbirler alınabilir:
Islaklık mantar için zemin hazırlar.
1. Islak mayoyla oturmayın.
2. Zor kuruyan mayoları tercih etmeyin.
3. Genital bölgenin temizliğine dikkat edin.
4. Uzun süre dar bir kıyafetin giyilmesi genital bölgedeki nem oranının artmasına neden olabilir.
5. Pamuklu çamaşır tercih edin. Sentetik iç çamaşırları hava sirkülasyonu engeller ve nemi emmemezler.
6. İrritan maddelerden uzak durun. Renkli tuvalet kağıtları, parfümler, kokulu kişisel hijyen ürünleri ve sabun genital bölgenin düşmanlarıdır.
7. Adet kanaması sırasında vajinal tampon kullanılarak havuza ya da denize girilmesinde bir sakınca yoktur. Yanlız tampon kullanımı ile ilgili kurallara uyulması ve tamponun her seferinde değiştirilmesi gereklidir.

Havuzda karşılaşılabilecek sağlık problemleri!

1. Klorlama ve diğer dezenfektan maddelerin yarattığı sorunlar:

Allerji, astım: Klor veya kimyasal ajanlara karşı vücudun verdiği tepki sonucu ortaya çıkar. Genelde çocuklarda havuza girdikten sonra gözde yanma ve kızarma şikayeti olur. Eğer solunum sıkıntısı yaratıyorsa bu astım nedeni olabilir. Astım atağı için acil bir doktora görünmelisiniz. Gözünüz içinse ilk yapmanız gereken temiz bol su ile yıkamanız fayda sağlayacaktır.


2. Barındırdığı mikroplardan kaynaklanan çeşitli enfeksiyonlar
(İshal, göz enfeksiyonları, kulak ağrısı.. vs.)

İshal: Havuz ve denizlerde en sık karşılaşılan sağlık problemidir. Koli basili kaynaklı olabileceği gibi, amipli dizanteri, shigella, salmonella da neden olabilir. Öncelikle birdoktora müracaat etmeniz, bol su tüketmeniz, ishaliniz geçene kadar havuz veya denize girmemeniz uygun olacaktır.
Konjuktivit: Gözün enfeksiyonu, herhangi bir organizmanın göz yapısını tutması nedeniyle oluşur. Doktorunuzun önereceği antibiyotik damlayı kullanmanız uygun olur.
Deri yangısı: Derinin enfekte olması sonucu kızarıklık, kaşıntı, organı kaplıyacak derecede yayılabilen lezyonlara neden olabilir.Mantar: Yine deri ile ilgili yaygın bir rahatsızlıktır. Bir an önce tedavi edilmeli ve tedavi 3 ay kadar sürdürülmelidir. Vucudun o bölgesini kuru tutmak gerekir. Mayo ile ıslak ıslak gezmek yerine havuz veya denizden çıktıktan sonra duş aldıktan sonra kurulanıp, yeni bir mayo giymek sizi bu bela hastalıktan koruyacaktır. (Vajinal mantar için sıkıntı sudan kaynaklanmaz. Sudaki dezenfektanlar, sudaki mikropları etkilediği gibi, vucudu ve vajinadaki mikropları da etkiler. Buranın mikrop dengesini bozduğu için, burada fırsat kollayıp saldırmaya hazır mevcut mantaralara bir şans yaratır ki bu da rahatsızlığın kendisini göstermesine vesile olur.)
Kulak ağrısı: Dış kulak yolundan kaynak alır, duymayı dahi engeleyecek derecelere ulaşabilir. En iyisi bir an önce tedaviye başlamak ve tedavi boyunca sudan uzak durmaktır.
Denizlerimiz içinse, su ile temas sonrası geçebilecek tüm hastalıklar (Mide-bağırsak sistemi, cilt, kulak, solunum sitemi, göz, santral sinir sistemi ve yara enfeksiyonları gibi çok sayıda hastalık) bulaşabilmektedir.

Havuzda anlatılanlara ek olarak burada şunu belirtmeliyim ki: Kimi mikroplar o kadar munzurdur ki, beyin kanallarına kadar biryol bulup ulaşabilir ve burada iltihaplanmalara neden olarak ciddi sonuçlar doğuracak rahatsızlıklara yol açarlar.

Havuz, deniz ve sağlığımız

Yaz geldi ve artık kendimizi serin sulara bırakmanın da zamanı! Ne demiş atalarımız; "Deniz bulursan denize, havuz bulursan havuza atla!" Ya da bunu atalarımız söylememiş, biz uydurmuş olabiliriz. Çünkü artık havalar geçmişe oranla gitgide iyice ısınıyor ve sıcak dayanılmaz bir hal alıyor.

Biraz eğlence biraz serinlik için bulabildiğimiz su birikintilerine kendimizi bırakmamız doğru mu? Bıraksak başımıza ne gelir? Başımıza bir şer gelmemesi için nelere dikkat etmeliyiz?

Önceklikle havuzdan bahsedelim. Kapalı su sistemi şeklinde çalışan havuzlar ister istemez bir çok mikrobu da bünyesinde barındırıyor. Flitreleme ve klorlama gibi bir takım dezenfeksiyon işlemleri dahi uygulansa, sürekli insan ve hava teması nedeniyle istenmeyen ve hemen öldürülemeyen mikroplar buralarda barındırılıyor!

Uygun bir yüzme havuzunun özelliklerini buradan öğrenebilirsiniz.

Havuzlarda karşılaşabileceğiniz rahatsızlıklarla ilgili bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Bunlar için almanız gereken önlemler burada belirtilmiştir.

Salı, Haziran 26, 2007

Uygun bir havuzda olması gereken özellikler




Havuz suyu TSE 11899 a göre içme suyu özellikleri ile yaygın ve genel hijyen şartlarına sağlamak zorundadır. Yüzme havuzlarında ana hedef, havuzu kullananlar için yüksek kaliteli yüzme havuzu suyu hazırlamak ve bu suyu her zaman muhafaza etmektir. Havuz suyu içilebilir kalitede ve berrak olmalıdır. Sıcaklığı 27ºC yi geçmemeli, havanın sıcaklığı ile suyun sıcaklığı arasında fazla fark olmamalıdır. Havuz suyunun litresinde 40'tan fazla koli basili bulunmamalı ve zaman zaman bakteriyolojik analizler yapılmalıdır.


İdeal bir havuz suyu değerleri; İdeal serbest klor seviyesi 0,6-1.5 mg/lt , pH değeri 7.2 ile 7.6 arasında, suyun toplam sertliği (ppm) 50-400 mg/lt (CaCO3) olmalıdır. Bu parametrelerin sağlanabilmesi için havuzda kullanılacak olan kimyasalları dikkat ve özenle seçmek gerekmektedir.


Havuz sektöründe geleneksel olarak kullanılan havuz kimyasalları:
Granül klor: Yaygın olarak %60 lık ve %90 lık aktif klor oranları ile kullanılmaktadır. Havuzlarda en yaygın kullanılan dezenfektandır. Havuz suyu içinde bulunan mantar, bakteri ve virüslere karşı organik kirlilikleri parçalar ve bakiye klor bırakır.
Tablet klor: Yavaş çözünen aktif klor bazlı, kireç ihtiva etmeyen ve yüzme havuzu sularının dezenfeksiyonunda kullanılan sürekli klorlama yapabilen tablet şeklinde bir kimyasaldır.
Sıvı çökeltici: Havuz filtresinin tutamadığı son derece küçük partiküllerin tutulması için kullanılan bir kimyasaldır. Havuz suyunun devamlı olarak topaklanması için kimyasal saflık derecesi yüksek, önceden hidrolize edilmiş alüminyum hidrosikloritten oluşmuştur.
Konsantre sıvı yosun önleyici: Konsantre yosun öldürücü sıvı ,yüzme havuzlarında yosunlaşmayı önler ve oluşan yosunları öldürür. Hemen hemen nötral özel quartenler alüminyum bileşikleri aktif madde kombinasyonu içeren sıvı halde uzun sürede öldürme gücüne sahiptir.
Sıvı parlatıcı: Polimerik yapıda açık sarı renkli viskos sıvıdır. Suyun bulanıklığını giderir ve parlak bir görünüm verir.
Filtre temizleyicisi: Asit ve hidroklorik asit ihtiva etmeyen özel inhibitörler içeren, toz halinde temizlik maddesidir. Özellikle filtrelerde oluşabilecek kirecin çözülmesinde çok etkilidir.

Yüzme havuzları kapalı devre su sistemi ile çalışmaktadırlar. Bu sistemde havuz suyu çevreden gelen etkiler ve havuzu kullanan kişiler tarafından etkilenir. Havuza giren kişilerin ter, idrar, krem, sabun gibi kullandıkları maddeler önemli etkendir. Havuz suyunu arındırmak için dezenfekte edici maddeler ile suyun berraklığını korunurken, hastalık yapıcı mikroplar ölür. Ülkemizde başta gelen arındırıcı klordur. Havuzun sağlıklı olabilmesi için suyun düzenli aralıklarla ölçülerek tahlil edilmesi gerekir. Örneğin pH değeri 7,0 olan havuz suyunda klorun %80'i aktiftir. pH değeri 8 olduğunda sudaki aktif klor miktarı %27'ye düşer.

En sıklıkla kullanılan ürünler sodyum ya da kalsiyum hipoklorittir. Ender olarak diğer klor bileşikleri diklorizosiyanürat ya da klorin gazları kullanılmaktadır. Bu ürünler suda güçlü bir oksidan olan hipoklorik asite ayrışırlar. Hipoklorik asit organik maddelerle (ter, idrar) temas ettiğinde trihalometan, trihaloasetik asit ve kloraminlere dönüşür. Bu ürünler potansiyel olarak solunum yolları ile alınan irritan maddelerdir. Özellikle profesyonel yüzücülerde yapılan çalışmalarda solunum yollarında irritasyonlar saptanmıştır. Alerjik astım tanısı olan çocukların kapalı yüzme havuzlarında fazla vakit geçirmemeleri bu bilgiler ışığında daha doğru olacaktır.

Pazartesi, Haziran 25, 2007

Bakteriyal Vajinosiz

Bakteriyel Vajinosis (BV), gebelik dönemindeki kadınlarda görülen en yaygın vajinal enfeksiyondur. Normal vajina florası, bakteri dengesi olumsuz yönde bozulduğunda ortaya çıkan bir enfeksiyondur. Vajina normalde daha fazla olmak üzere iyi bakteriler ve biraz da kötü bakteriler içerir. BV'da kötü bakterilerin sayısı artar, iyi bakteriler azalır. İyi bakteriler vajinayı enfeksiyondan koruyan bakterilerdir.
BV'nin sebebi tam olarak anlaşılamamıştır. Cinsel temas gibi, vajinanın bakteriyal dengesini bozan etkilerden kaynaklanıyor olabilir. Cinsel aktivitenin BV'nin oluşumunda hangi role sahip olduğu açık değildir, ancak vajinal ilişkide bulunan kadınlarda daha yaygındır.
Cinsel temas dışında normal vajina bakteri dengesini bozan riskler şunlardır:
- Yeni yada birden fazla seks partnerı
- Vajinal duş- Rahim İçi Araç (RIA) kullanımı
- Kondom kullanmamak
- tuvalet oturakları, yatak, yüzme havuzları, dokunduğunuz nesneler
Bv'li kadınlarda anormal kötü kokulu vajinal akıntı görülür. Bu durum hastalar tarfından "özellikle cinsel ilişki sonrasında, balık kokusuna benzer akıntı" şeklinde tarif edilir. Akıntı beyaz veya gri renkte olabilir. Diğer şikayetler, idrar yaparken yanma, vajinal bölgede kaşıntı ve irritasyon. Bu şikayetler diğer hastalıklarda da görülebileceği gibi, BV'li kimi hastalarda da hiçbir bulguya rastlanmayabilir.
BV için doktorunuz tarafından vajinal akıntınızdan bir örnek alınarak yapılacak ufak ve basit bir test ile tanıya gidilebilir. Örnekte doktorunuz tarafından tespit edilecek grimsi beyaz akıntı gibi bulgular tanı da yardımcı olacaktır.Tedavide doktorunuz tarafından önerilen spesifik antibiyotikler (metronidazol ve klindamisin) tedainizi sağlayacaktır. Aynı zamanda seks partnerinizde tedaviye dahil edilir ki BV tekrarlamasın.
BV'in bulgularına sahip hamile bayanlar, geçmişinde prematür doğum yapmışolanlar ve düşük doğum ağırlıklı bebek sahibi olanlar BV için test yaptırmalıdır. Hamile olmayan BV hastalarının kullandıkları aynı antibyotikler, doz ayarlaması yapıldıktan sonra hamileler tarafından da güvenle kullanılabilir.
BV'nin genelde problem yaratmaz ancak tedavi edilmezse;
- Hamilelik sorunları: (erken dogum, düşük doğum ağırlıklı bebekler - <2500gr-)
- PID (Pelvik İnflamatuar Hastalık: Kadın genital organların genelini ilgilendiren enfeksiyon)
- Diğer Cinsel Hastalıklara yakalanma riskini artırır. (AIDS/HIV gibi)
Bu hastalıktan korunma yolları da hastalığın sebebi tam olarak netlik kazanmadığı için aydınlanmamıştır. Ancak genel olarak şu tedbirleri almalıyız;
- Hastalık boyunca cinsel perhiz uygunlanmalıdır.
- Tek eşlilik ve sadakat önemlidir. Böylece hastalığa yakalanma şansı azalacaktır.
- Kondom her türlü hastalıktan korunmada önemlidir. Her türlü cinsel ilişki de mutlaka kullanılmalıdır.
Vajinal seks için -> Lateks erkek kondom veya kadın poliüretan kondom
Anal seks için -> Lateks erkek kondom
Oral seks için -> Dental dam
- Vajinal duş bakteri dengesini bozacağı için yapılmamalıdır.
- Düzenli pelvik muayene rahatsızlığınızın erken teşhisi için iyi bir yöntemdir.
- Hamile iseniz ve BV bulguları sizde de bulunuyorsa, bir an önce test yaptırmalısınız.
- Doktorunuz tarafından önerilen ilaçları bitene kadar düzenli bir şekilde kullanmalısınız.

Etiketler